
İzlenen bir film, dinlenen bir müzik, okunan bir metin… Dünyamıza giren her “şey” bizi beklemeden avucumuzdan çoktan kaçıp gitmiştir. Bazen de o şeyler bizi kendi dünyalarına çeker, zamanla zamansızlığa, hiçliğin merkezine sürükler.
Bu bloğu zaman içinde dünyama temas eden şeyleri zaptetmek için kullanmayı amaçladım. Ayrıca uzun zamandır, kıyıda köşede kalmış notlarımı arşivlemeyi da planlıyordum. Çünkü geçmişten gelen şeyler de meşrudur, onlar dünyamızdan bir kez değil, birçok kez gelip geçerler. Bu gelip-geçişlerde ne gelen şeyler aynıdır ne de hiçliğe sürüklenen dünyamız… Şeylere bakış bir şekilde onlarla vakit geçirme, bazen onlarla bazen de onlarsız geçip gitmedir. O halde, yelkenleri birbiri aksine alıp akıntıda vakit geçirmek için tekrar etmeli kaptanın dediğini: “orsa alabanda!“