Âdem, Prometheus ve Antropomorfik Tasavvurlar

Yunan, Roma, Arap ve Hıristiyan dini içerikleri birçok ortak alt metin paylaşıyor. Bunlardan en temeli hiç kuşkusuz antropomorfik tasavvurlardır.

MS 3. yüzyıla tarihlendirilen Nag Hammadi el yazmalarında ruh, psyche, ve topraktan olmak üzere farklı yaradılışa sahip üç ayrı Âdem’den bahsedilir. İlk Âdem (ruhtan/ışıktan olan) ruh bahşedilmiş olandır ve ilk gün zuhur etmiştir. Kıptîce özgün metinde Yunanca pneumatikos (πνευματικός) kullanılır. Yeni Ahit’in Yunanca çevirisinde sıklıkla kullanılan bu sözcük “bedenine ruh verilmiş insan” anlamına gelir. İkinci Âdem’e psyche (ψυχή) bahşedilmiştir. Kıptîce metinde psyche sözcüğü daha sonra İslam filozofları tarafından nefs olarak çevrilmiş. Üçüncü Âdem ise topraktan yaratılmıştır, yasa (νόμος) insanıdır.

Fiziki yaradılışla ve Âdem’in bedeninin yaradılışıyla bağlantılı olan yedi hükümdar düşük seviye doğaüstü figürlerdir. Âdem’e nefesiyle can veren figür ise yedi hükümdara üstün Sofia Zoe’dir. Devam Et »

Dilin Belirsizliği

Dilin Belirsizliği [İtkahi, 2015]
Gökhan Yavuz Demir

Dil ne kadar belirsizdir? Ursula K. Le Guin’in de ifade ettiği gibi söz bütün kargaşa ve belanın kaynağıdır. En azından bazı filozoflar kelimelerin, cümlelerin ya da önermelerin sadece tek bir anlamı olduğunu, rasyonel çıkarımlar doğrultusunda mantıksal niceliklere karşılık gelebildiğini savunur.  “Dilin Belirsizliği” adlı çalışmada ise bu anlayışın aksi gösterilmeye çalışılmış.

İmge, sembol ve metafor gibi kavramlar üzerine inşa edilen belirsizlikler sosyolojik bir yaklaşımla ele alınabilir. Bu anlamda dil, filolojik bağlamda belli standartlara sahip olsa da satranç gibi kurallı bir dizgede değil, go gibi belirsizliğin içinde yeniden yaşam buluyor.

Devam Et »

Descartes’ın Cogito’su

Felsefede arkhe problemi Descartes ile birlikte özneye çevrilmiş, kurulan kartezyen sistemde düalistik bir töz tasvir edilmiştir. Benzer bir düalizm Platon’un idealar kuramında da bulunur. Ancak Aristotales’in Platon felsefesine yaptığı rötuş gibi Spinoza da kendi monist sistemiyle Descartes düalizmini yadsımıştır.

Devam Et »

Cicero “De Fato”

Cicero, Kader Üzerine “De Fato”
Zeplin Kitap, İstanbul, 2015, 211 sf
(Çev. C. Cengiz Çevik)

Kadar ve özgür irade tartışmaları felsefenin ana sorunları arasında olmaları nedeniyle güncelliğini korumaktadır. Eserdeki tartışmalar Roma’nın önemli filozof ve hatiplerinden Cicero (MÖ 106 – 43) tarafından stoacı bir bakış açısından ele alınmış.

Devam Et »

Hermetizm Üzerine

Hermetizm genellikle felsefi bir sistem, ezoterik bir öğreti ya da kadim bir inisiye olarak tanımlanır. Çok geniş ve çeşitli olmakla birlikte, bu öğreti yaklaşık olarak MÖ 300 – MS 1200 yılları arasındaki antik metinlere dayanır.

Devam Et »

Spinoza’nın Ontolojisi

Spinoza, geometrik düzende kaleme aldığı başyapıtı “Ethica”da sarsılmaz felsefi mutluluğu monist bir Doğa sistemi üzerine kurmuştur. Toplum, akıl, duygular, zihin… Hepsi varlığın sahip olduğu kudretle (zorunlu olarak) doğrudan ilişkilidir.

Devam Et »

Rashomon

Akira Kurosawa’nın yönettiği Rashomon 1950 yılında vizyona girdiğinde sinema tarihine yeni bir yön vermişti. Rashomon, senaryosunda işlenen felsefi temaların metaforik imajları ve üstün oyunculuklarıyla birlikte görsel bir şölen sunmakta.  Senaryosu Ryūnosuke Akutagawa tarafından 1915’te yazılan Rashomon ve Korulukta adlı iki kısa hikâyeye dayanan film 1951 Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan ödülünün sahibi oldu.

Devam Et »

Yaratıkların Bilgeliği

Charles Augustus Strong (Çev. Nergis Tanç)
Otonom Yayıncılık, İstanbul, 64 sayfa

Felsefenin klasik problemleri yaratıklar arasında tartışılsaydı nasıl olurdu? Böyle bir kurgu Amerikalı felsefeci ve psikolog Strong tarafından yapılmış. Strong, yazılarının okunmasının zor olduğundan şikayet edenler için böyle bir kitap yazdığını ifade etmiş.

Devam Et »

Matrix Üzerine

Sinema tarihinde az sayıda film Matrix kadar hafızalarda kalıcı bir iz bırakmıştır. Seneryo, oyunculuk, yönetmenlik, müzik ve kurgu gibi birçok açıdan başarılı olan Matrix çok geçmeden bir klasiğe dönüştü. Aradan uzun bir zaman dilimi geçmesine rağmen içerdiği felsefi temalar da üzerine her zaman konuşulabilecek bir başyapıt olmasını sağladı.

Gnostisizm, varoluşçuluk, nihilizm ve idealizm gibi felsefi temaların işlendiği Matrix serisinin ilk filmi Wachowski kardeşlerin yönetmenliğinde 1999 yılında vizyona girmişti. Bu günlerde dördüncü filmiyle yeniden gündeme gelen Matrix’in senaryosunu ve taşıdığı felsefi temaları kısaca hatırlayalım.

Devam Et »

Spinoza’nın Tao’su

Spinoza’nın Tao’su: Akıllı İnançtan İnançlı Akla
Moris Fransez
Kabalcı Yayıncılık, İstanbul, 2012, 363 sayfa

Spinoza’ya giriş niteliğinde okunabilecek bu çalışma “Filozof Okuyucu”ya hitap ediyor. Metin akıcı, açık ve anlaşılır bir üslupta kaleme alınmış. Yazar aynı zamanda bir aikido hocası olması bakımından Spinoza felsefesi ile Doğu Bilgeliği arasındaki ortak paydaları da değerlendiriyor.

Belli koşullarda, zorunlu olarak, belirli bir biçimde davranırım. Bana özgür olduğum izlenimini veren, isteklerimin farkında olup, beni istemeye iten nedenlerin farkında olmamamdır. (s. 187)

Devam Et »